ABD’de askeri antropolog iken dedesinin topraklarına sahip çıkmak için mesleğini bırakıp Burdur’a gelen Dr. Ece Aynur Onur, susuz tarım üzere usullerle toprağa ve suya sahip çıkmanın çok kıymetli olduğunu belirterek, “Yabancılar ne kadar fiyat öderlerse ödesinler bizim topraklarımıza ve su kaynaklarımıza kıymet biçemez” dedi.
Asker emeklisi bir babanın kızı olan Dr. Ece Aynur Onur, 2006 yılında ODTÜ Milletlerarası Alakalar Kısmından mezun oldu. Akabinde 2008 yılında Fulbright Bursu’nu kazanarak ABD Indiana Üniversitesinde askeri antropoloji alanında yüksek lisans ve doktora yapmaya başlayan Onur, dedesinin vefatı sonrası Türkiye’ye geldi. Burdur’un Kayalı Köyündeki dedesinden miras kalan toprakları gelerek tarımla uğraşmaya başlayan Onur, ABD macerasını ve mesleğini sonlandırıp susuz tarım yapmaya başladı. Susuz tarım sayesinde bir çok bitki üreten savaş uzmanı, şimdilerde çiftliğinde ve tarlasında bir çok bayana istihdam sağlıyor. Karamanlı ilçesindeki bir çok şahsa susuz tarımı öğreten Onur, bu prosedür sayesinde öbür ülkelerden gelenlere toprak satışını engellemeyi hedefliyor.
“Burdur’da cet toprağımda susuz tarım yapmaya başladım”
Dedesi merhum olduktan sonra cet toprağına geldiğini söz eden Dr. Ece Aynur Onur, “Ziyaret etmiştim ve bilhassa Burdur’da çok önemli bir kuralık sorunun olduğunu gördüm. Göller yöresi ne yazık ki çöller yöresine dönüşmek üzereydi ki son yıllarda çok sayıda göllümüz kurudu. Bu problemle çaba edebilmek için Burdur’da cet toprağımda susuz tarım yapmaya başladım. Bu yıl itibariyle de 8. yılımıza giriyoruz. Çok başarılı bir biçimde 19 çeşit tıbbi aromatik bitki, 9 çeşit besin ve 6 çeşit baharat ve çay üretimi yapıyoruz” dedi.
“Kan dökerek aldığımız bu toprakların kıymet biçilebilecek hazineler olduğuna inanmıyorum”
Özellikle Göller yöresi ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yabancılara toprak satışının olduğunu gördüklerini ve duyduklarını söyleyen Onur, “Maalesef şahit oluyoruz. Lakin şunu söylemek istiyorum bu bölgelerimiz kuralık ve susuzlukla çaba ediyor. Bu bölgelerimizde ve tüm vatanımız için su ve toprak ulusal hazinedir, ikame edilemez hazinelerdir. Bu bölgelerimizde bilhassa de Göller yöremizde topraklarımıza ve kısıtlı su kaynaklarımıza sahip çıkmak, bu ulusal hazinelerimize koruma edebilmek için yabancılara toprak satışını hiç onaylamıyorum, desteklemiyorum. Bununla birlikte susuz tarımın cet topraklarımızda kuraklıkla çaba eden bölgelerimizde sahip çıkabilmek ismine en kıymetli silahlardan biri olduğunu düşünüyorum. ben şuna inanıyorum. Vatan topraklarımız ve su kaynaklarımız ulusal hazine olduğu için bu gün tapusu bize ilişkin olsa bile aslında kullanım hakkı gelecek kuşaklara ilişkin. Bu manada susuz tarım üzere bir tarım metodu ile yabancıların sizin toprağınıza biçtiği bedelin tahminen 10-20 kat misli gelir elde edebilirsiniz. Toprağın ve suyun bedeli yok. Kan dökerek aldığımız bu toprakların parayla kıymet biçilebilecek hazineler olduğuna inanmıyorum. Bu yüzden de susuz tarım üzere metotlarla toprağımıza ve suyumuza sahip çıkmak çok kıymetli ne kadar fiyat öderlerse ödesinler bizim topraklarımıza ve su kaynaklarımıza kıymet biçilemez” halinde konuştu.
“Yabancılara tarla satıyorlar çok üzülüyorum”
Burdur’da çocukluğundan beri cet toprağında çiftçilik yapan Sultan Yayla ise “Dünyaya geldim geleli annemlerin yanında çiftçilik yapıyorum. Yabancılara tarla satıyorlar çok üzülüyorum. Satacaklarsa Türk insanına satsınlar. Yabancılara satıldığında çocuklarımıza torunlarımıza toprak kalmayacak. Fazla bir toprağımız yok ancak ben tercih etmiyorum yabancılara satmayı” diye konuştu. – BURDUR
About The Author
